Türkiye’nin yeni denizaltısı Pirireis, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı törenle hizmete alındı. Muğla’da gerçekleştirilen törende “Donanmamızın gücüne güç katacağız” diyen Erdoğan; Hızırreis denizaltımızın 2025, Muratreis denizaltımızın ise 2026’ta hizmete alınacağını belirtti.
Türk Deniz Kuvvetleri ve Türk savunma sanayiine yeni kabiliyet ve yetenekler kazandıran Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında inşa edilen ilk denizaltı Pirireis, bugün hizmete alındı.
Aksaz Tersanesi Komutanlığı Açılış ve Deniz Platformları Teslim Töreni’nde açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
“Deniz Kuvvetlerimizin gücünü ve etkinliğini artıracak gemilerin teslimi ve Aksaz Tersanesi Komutanlığımızın hizmete girişi vesilesiyle bir aradayız. Bu özel günde tersane komutanlığımızla birlikte ordumuz için kritik önemi haiz Pirireis denizaltımızı hizmete alıyor. Hızırreis denizaltımıza bayrak çekiyor ve seyr testlerini başlatıyoruz. Muratreis denizaltımızın havuz donatım faaliyetlerine başlıyor. İlaveten 2-3-4 numaralı akaryakıt gemileriyle 3 bin tonluk denizaltı havuzunu da hizmete veriyoruz. Gemilerimizin ve denizaltımızın inşasında emeği geçen her bir kardeşime kalpten teşekkür ediyor, ülkemiz ve Türk Silahlı Kuvvetlerimiz için hayırlı olmasını diliyorum.
Sözlerimin hemen başında vatanımızın bekası milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda can veren aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Kahraman gazilerimize ülkem ve milletim adına şükranlarımı arz ediyor, rabbim hepsinden razı olsun diyorum.
“DÜNYANIN GÖZÜ ÜZERİMİZDE”
Kahraman ecdadımızın emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni yüceltmek ve hak ettiği yerlere getirmek için mücadelemizi aralıksız sürdürüyoruz. Üç tarafı denizlerle çevrili tüm dünyanın gözü üzerinde olan bir ülkeyiz. Asırlar boyunca küresel güç mücadelelerine sahne olmuş bir coğrafyanın tam merkezinde yer alıyoruz. Bu topraklardaki bin yıllık mevcudiyetini şehitlerinin mübarek kanlarına ve fedakarlıklarına borçlu olan bir milletiz. Topraklarımızda huzur içinde yaşamak için hem mavi vatanımızda hem de uzak coğrafyalarda güçlü ve etkin bir donanmaya sahip olmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Bu anlayışla 2002’den beri “Güçlü Türkiye Güçlü Ordu” şiarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerini her alanda güçlendirmenin çabası içindeyiz. Bugün burada olduğu gibi Türkiye’nin attığı adımları dostlarımız gıptayla, kardeşlerimiz minnet ve destek duygularıyla muarızlarımız ise korkuyla takip etmektedir. Ordumuzu güçlendirme hedefimizin bel kemiğini ise donanmamızın kapasitesini ve caydırıcılığını artırma çalışmalarımız oluşturmaktadır. Deniz Kuvvetlerimizin ihtiyacı olan her türlü platform ve sistemin tedariki için bütün imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Projesi tamamlanan yapımına başlanan modernize edilen veya teslim alınan her bir gemiyle donanmamızı hedeflediğimiz seviyeye bir adım daha yaklaştırıyoruz.
“TÜM DENİZALTILARIMIZI 2029’A KADAR HİZMETE ALACAĞIZ”
Deniz Kuvvetlerimizin stratejik unsurlarının başında denizaltılarımız vardır. Bugün hizmete giren TCG Pirireis 6 adet havadan bağımsız tahrik sistemine sahip denizaltılarımızın ilkidir. Pirireis denizaltımızda şimdiye kadar 380’in üzerinde fabrika liman ve seyir kabul testi başarıyla icra edildi. Reis sınıfı denizaltılarımız dünyadaki emsallerine kıyasla çok daha üstün özelliklerle donatılmaktadır. Pirireis denizaltımız uzun süre satha çıkmak zorunda kalmadan harekat icra edebilecektir. Biraz önce Deniz Kuvvetleri Komutanımız ve Savunma Bakanımız da konuşmalarında dile getirdiler. Bayrak çekme ve seyir deneyimleri başlangıcını gerçekleştirdiğimiz Hızırreis denizaltımızı 2025 yılında havuz donatım faaliyetlerini başlattığımız Muratreis denizaltımızı da 2026 yılında hizmete almayı planlıyoruz. 4. denizaltımız Aydınreis’in 5. denizaltımız Seydi Alireis’in ve 6. denizaltımız Selmanreis’in inşa faaliyetleri süratle devam ediyor. Proje dahilindeki tüm denizaltılarımızı 2029 yılına kadar hizmete alarak inşallah donanmamızın gücüne güç katacağız.
Burada şu hususun altını hassaten çizmek isterim. Yeni tip denizaltı projemiz bir sözleşmenin ötesinde muhdeveyata sahiptir. Bu projemiz Silahlı Kuvvetlerimizin kamu ve özel sektörümüzün ahenk içerisinde çalıştığı teknik personel yetiştirme ürün yerlileştirme ve sanayileşme gibi çok boyutlu hedefleri içeren örnek bir projedir. Biliyorsunuz halihazırda kendi savaş gemisini tasarlayan inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen sayılı ülkeler arasındayız. Tabii ki bununla yetinmiyoruz. Yaklaşık 138 yıllık hayalimiz olan kendi denizaltımızı inşa etme hedefimize MİLDEN projemizle ulaşmayı ümit ediyoruz. Böylece kendi denizaltısını dizayn edip inşa edebilen dünyadaki lider ülkeler arasına girmiş olacağız. MİLDEN projemizle ilgili çalışmalarımızda kendi mecrasında ilerliyor. Pirireis denizaltısıyla ilgili vurgulanması gereken bir diğer nokta şudur. Denizaltımızın inşasında birçok savunma sanayi firmamız alt yüklenici olarak görev almış böylece MİLDEN için büyük bir birikim elde edilmiştir. Pirireis kendi güdümlü mermilerimiz ATMACA ve GEZGİN’in yanı sıra kısa süre önce harp atışıyla etkisini gördüğümüz gururumuz AKYA torpidomuzu da kullanacaktır. Milli denizaltımız MİLDEN’i milli sistem ve cihazlarla donatıp tamamen milli silahlarla kullanmayı hedefliyoruz.
Deniz Kuvvetlerimizin ihtiyaç duyduğu imkan ve kabiliyetlere erişebilmesi için Savunma Sanayii İcra Komitesi’nde aldığımız kararlarla çok önemli projeleri hayata geçirdik. Milli hücumbot yeni tip mayın avlama gemisi İstif sınıfı fırkateyn, açık deniz karakol gemisi, yeni tip çıkarma aracı gibi önemli platformların inşası devam ediyor. Ayrıca Deniz Kuvvetlerimizde çığır açacak TF 2000 Hava Savunma Harbi Muhribi Milli Denizaltı ve Milli Uçak Gemisinin dizayn çalışmaları sürüyor. İstanbul Tersanesi Komutanlığında yakın zamanda inşasına başlanacak TF 2000 Hava Savunma Harbi Muhribiyle ülkemizin hava savunmasını denizden itibaren kademeli olarak sağlayacağız. Hava tehdidine karşı TCG Anadolu ve Milli uçak gemisi gibi kritik kabiliyetlerimizin korunmasını temin edeceğiz.
“MAVİ VATAN’DAKİ HAKLARIMIZ DAHA ETKİN BİR ŞEKİLDE SAVUNULACAKTIR”
Milli uçak gemimizde Hürjet, Kızılelma, TB3 ve Anka-3 yerli ve milli hava araçlarımız ile deniz aşırı etki alanlarındaki hak ve menfaatlerimiz korunacaktır. Ayrıca milli gemilerimizi yerli ve milli imkanlarla geliştirilen Milli dikey atım lançer sistemi MİDLAS ile donatıyoruz. Bu sayede Atmaca, Sapan ve Gezgin gibi güdümlü mermilerimizi kendi lançerlerimizden atma kabiliyeti kazanıyoruz. Deniz Kuvvetlerimizin tüm yüzer dalar uçar ve karada konuşlu platformlarını ADVENT Savaş Yönetim Sistemi ile teçhiz ediyoruz. Tüm bu projelerimizin devreye girmesiyle Deniz Kuvvetlerimiz çok daha üstün kabiliyetlere kavuşacak Mavi Vatan’daki haklarımız daha etkin bir şekilde savunulacaktır.
Sadece deniz platformlarına sahip olmak güçlü bir donanma için kafi değildir. Gerçek bir deniz kuvveti demek bu platformları inşa edecek, bakımını ve onarımını yapabilecek, modernizasyonlarını gerçekleştirecek, tersanelere de sahip olmayı gerektirir. Şanlı tarihimizde donanmamızın en güçlü zamanları aynı zamanda güçlü bir tersanecilik kültürüne sahip olduğumuz dönemlerdir. Bugün bu anlayışla tersane altyapımızı güçlendiren kritik bir adım daha atıyoruz. MİLGEM korvet ve fırkateynlerimizi bağrından çıkaran İstanbul Tersanesi, Reis sınıfı denizaltıları inşa eden Gölcük Tersanesi ve Ege’deki İzmir Tersanesinden sonra hamdolsun şimdi 4’üncü tersanemize kavuşuyoruz.
“SAVARONA’YI ASLINA SADIK KALARAK BAŞTAN AŞAĞI YENİLEDİK”
Daha önce onarım ve destek komutanlığı olarak hizmet veren Aksaz’ın altyapısını geliştirme kararı almıştık. Bugün açılışını yaptığımız Aksaz Tersanesi Komutanlığı 13 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 113 bin metrekare alana sahiptir. Bu tersanemiz Ege ile Akdeniz’in kesiştiği konumda bulunması doğal yapısının elverişliliği ve korunaklı bir limana sahip oluşuyla stratejik açıdan fevkalade önemlidir. Aksaz Tersanesi uhdesinde bulunan 11 fabrika, ambarlar, 7 bin 500 tonluk yüzer havuz, 450 tonluk çekek yeri, 100 tonluk yüzer vinç ile Deniz Kuvvetlerimize önemli onarım ve inşa kabiliyetleri sağlıyor. Nitelikli mühendislik gücü ve tecrübeli işçilerimiz sayesinde gemilerimizi burada zamanında istenen performans ve maliyette inşa edebiliyoruz. Ayrıca yaşanan arızalara dünyanın neresinde olursa olsun 7/24 esasıyla müdahale edebiliyoruz. Buna en güzel örnek cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’in emaneti olan Savarona gemimizdir. Yıllarca kaderine terk edilen hatta bir dönem kumarhane olarak kullanılan ismi utanç verici olaylarla gündeme gelen Savarona gemisini aslına sadık kalarak kısa sürede ve düşük maliyetle baştan aşağı yeniledik. Gazi Mustafa Kemal’in bir çocuğun oyuncağını beklemesi gibi bekledim dediği Savarona’yı bakımsızlıktan kurtarıp milletimize kazandırdık. Birileri sadece Gazi’nin ismini kullanarak siyasi rant peşinde koşarken biz binlerce yıllık tarihimizin tamamını bir bütün olarak kucaklıyoruz.
“MERSİN’DE DE BİR TERSANEMİZ OLACAK”
Şunu çok net söylemek isterim tersane altyapımızı güçlendirme çalışmalarımız devam edecek. İleride inşallah Mersin’de de bir tersanemiz olacak. İstanbul ve Gölcük tersanelerimize ilaveten Ege ve Akdeniz kıyılarımızda da Mavi Vatan’ın muhafızlarının her türlü bakım onarımını yapabileceğiz. Denizlere hakim olan cihana hakim olur prensibiyle bu alandaki kapasitemizi sürekli ileriye taşımayı sürdüreceğiz. Nitekim bugün Deniz Kuvvetlerimizin muharip unsurlarına harekat alanında lojistik destek sağlayacak milli tersanelerimizde dizayn ve inşa edilen her biri 200’er tonluk 3 adet yakıt gemisini de hizmete alıyoruz. Bundan sonra Deniz Kuvvetlerimiz ile Sahil Güvenlik Komutanlıklarımıza bağlı yüzer unsurlar ve dost müttefik unsurların lojistik ihtiyaçlarını daha rahat karşılayabileceğiz. Bizlere bu sevinci ve gururu yaşatan tüm komutanlarımızı firmalarımızı mühendisinden işçisine tüm kardeşlerimi tebrik ediyorum.
Burada şu hususu özellikle ifade etmek arzusundayım. Savunma sanayii asla ihmale gelmeyen duraksamayı kabul etmeyen sürekli ve yüksek tempolu çalışmayı gerektiren bir alandır. Şöyle geriye doğru baktığımızda çok kısa sürede nasıl büyük hedef mesafe kat ettiğimizi hepimiz görebiliyoruz. Son 22 yılda savunma sanayiinde özellikle vakıf ve özel şirketleri, KOBİ’leri, araştırma kuruluşları, teknoloji merkezleri, askeri özel sektör tersaneleriyle adeta bir devrim gerçekleştirdik. 2002’de ülkemizde 62 olan savunma sanayii projesi sayımız 1031’e 56 olan savunma sanayii firmamız 3 bin 500’e çıktı. Savunma sanayii projelerinin toplam büyüklüğü 96 milyar doları aştı. Daha önce askeri gemilerimizi yurt dışından hazır alım veya yabancı tasarım ile yurt içinde üretim yöntemiyle temin ederken bugün farklı kategorilerde pek çok ürünü tasarlıyor üretiyor ve ihraç ediyoruz.
Bakınız sadece 2023 yılı başından bu yana MİLGEM İstif sınıfı gemilerimizin ilki olan İstanbul, çok amaçlı amfibi hücum gemimiz Anadolu, Denizde İkmal Muharebe Destek Gemimiz Derya, lojistik destek gemileri Yüzbaşı Güngör Durmuş ve İstihbarat Arif Ekmekçi ile ilk insansız ve otonom deniz aracımız Marlin’in kabulleri yapıldı. Gemilerimizin ihtiyaç duyduğu farklı özellikteki radarların geliştirilmesi, yakın hava savunma sistemimiz, Gökdeniz’in üretiminin tamamlanarak gemilerimize entegrasyonu, helikopter yakalama ve transfer sistemimizin yerli ve milli imkanlarla üretilerek gemilerimize entegrasyonu gibi pek çok faaliyeti aynı anda ve büyük bir kararlılıkla yürütüyoruz. Geçmiş yıllarda tamamlamış olduğumuz birçok projeye ek olarak 200 adet deniz platformu ile 40 adet su üstü ve su altı otonom ve insansız deniz aracı projemiz halen devam ediyor.
“TÜRKİYE YÜZYILI HEDEFİMİZ DOĞRULTUSUNDA EMİN ADIMLARLA YÜRÜYECEĞİZ”
Hepimiz biliyoruz ki tüm bunlar sadece birer başlangıçtır. Türkiye çok daha fazlasını başaracak kapasiteye sahiptir. Yaptıklarımızı, yapacaklarımızı, başardıklarımızı yeni zaferlerin birer müjdecisi olarak görüyoruz. Karşılaştığımız nice ambargoya rağmen elde ettiğimiz neticeler inancın, azmin ve gayretin neleri başarabileceğini hepimize göstermiştir. Karada, havada, denizde ve her yerde güçlü bir Türk Silahlı Kuvvetleri için gerekeni yapmaya devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Mavi Vatan’a masal diyen bedbahlara aldırmadan bizi yolumuzdan çevirmeyi amaçlayan engellere takılmadan, yorulmadan, kesinlikle geri adım atmadan, Türkiye yüzyılı hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla yürüyeceğiz. Tüm bu faaliyetlerimizde temel hedeflerimiz güçlü ve tam bağımsız bir savunma politikası, güçlü ve tam bağımsız bir savunma sanayiidir. Ülkemizin kaynaklarını en etkin şekilde kullanarak vakit ve nakit kaybına mahal vermeden inşallah savunma sanayiindeki hedeflerimize ulaşacağız. Rabbim yolumuzu bahtımızı açık etsin diyorum.
Bu düşüncelerle yeni deniz platformlarının ve Aksaz Tersanesi’nin ülkemize ve Deniz Kuvvetlerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Vatanımızın savunulmasında hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Milli Savunma Bakanlığımızı, Genelkurmay Başkanlığımızı, her bir kuvvet komutanımızı ayrı ayrı tebrik ediyorum. Savunma Sanayii Başkanlığımızı projelerin koordinasyonu ve icrasında üstlendiği etkin rol için tebrik ediyorum. Deniz platformları ve tersanemizde devletimize sadakatle hizmet edecek tüm komutanlarımıza, askerlerimize, mühendis ve işçilerimize Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum. İnşa faaliyetleri devam eden askeri gemilerimizin ve denizaltılarımızın donanmamız envanterine bir an önce katılmasını ümit ediyor sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Denizleriniz sakin, pruvanız neta olsun.”